YAŞAYAN MİRAS VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sayın Bakanımız Ertuğrul Günay’ın Turizm Haftası Açılış Konuşması

ÇEŞME 15 NİSAN 2009

Çok değerli arkadaşlarım,

Sayın Vali,

Büyükşehir Belediye Başkanımız,

Belediye Başkanlarımız,  Milletvekillerimiz,

Turizm sektörünün, sanayi sektörünün, kültür alanının, bilim alanının çok değerli temsilcileri,

Devletimizin, Milletimizin seçkin temsilcileri,

Değerli konuklar, 

Konuk Belediye Başkanları

Sevgili Çeşmeliler, Sevgili İzmirliler

Hepinizi yüreğimin bütün coşkusuyla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Türkiye son 20-25 yıldır turizmin önemini kavradı ve bu alanda gerçekten dünyada parmakla gösterilecek bir başarının altını imzaladı. Bu başarının mimarları İstanbul’dan, Antalya’dan, Muğla’dan, Kapadokya’dan gelenler, İzmir’den aramızda bulunanlar hep birlikteyiz bugün. Gerçekten bu alanda başarılı çıtayı, çizgiyi daha yükseğe çıkarmak için hep birlikte bir çalışma azmi içindeyiz. Türkiye’nin A turizm liginde ilk 10’un içinde olmasıyla övünüyorduk, bu yıl bu sıralamanın bir derece üstüne daha çıkabildik.

Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye bu yıl dünyada en fazla ziyaretçi kabul eden ve en fazla turizm geliri elde eden ilk 7 ülke arasına girdi. Bu başarı, hepimizin ortak başarısıdır. Biz bu başarıyı Türkiye sathında yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Türkiye coğrafyasının daha büyük kesimine turizmin bu güzelliğinin, nimetinin, bereketinin yaygınlaşmasını sağlamaya ve daha uzun mevsimlere yaymaya çalışıyoruz. O yüzden büyük başarıları imzalayan İstanbul, Antalya ve Muğla gibi merkezlerin dışında yeni bir büyüme ve  gelişme potansiyeli ve kapasitesi olan yerlere açılmak, turizm yılı açılışlarını oralarda başlatmak ve hem Türkiye’ye hem dünyaya sahip olduğumuz bu yeni güzellikleri tanıtmak karar ve niyeti içindeyiz. O niyet ve kararımızın sonucudur ki, bugün Çeşme’de hep birlikteyiz. 2009 yılı turizm sezonunu İzmir'e ve Çeşme'ye verdiğimiz önemi dünyaya duyurmak için Çeşme’de açıyoruz.

Değerli Arkadaşlarım,

Benden önce arkadaşlarımız konuştular, hem Türkiye sathında konuları bilenler, hem Çeşme üzerinde konuları bilen arkadaşlarımızın söylediği her konu bizim çalışma masamızda önemle, ivedilikle üzerinde durduğumuz konulardır. Bunlara tekrar uzun uzun değinmek ve bu halk şenliğini, bu başlangıç gününü bir panele, seminere, sempozyuma dönüştürerek uzatmak istemiyorum. Ama Çeşme’nin bir zamandan bu yana kronikleşmiş olan, 2005’ten bu yana bir derde dönüşmüş olan bir sorununu çözmek için bugün somut bir adım attık. İnşallah attığımız adımın somut sonuçlarını da bu turizm mevsiminde göreceğiz.

Burada, tabii bütün Türkiye’de kıyı turizmi yapanların ama özellikle Çeşme’de deniz kıyısı turizmi yapanların yakındığı bir ecrimisil sorunu vardı. Fahiş bir değer tespiti ve turizmciye yük haline dönüşen bir ecrimisil uygulaması. Bunu geçen yıldan bu yana geldim gittim konuştum. Maliye Bakanımız, İzmir Milletvekillerimiz, İzmirli Bakan arkadaşlarım, Maliye bürokrasimiz, bizim Bakanlık bürokrasimiz karşılıklı yazışmayla çözemedik. Birbirimize dilekçe,  elektronik posta veya klasik posta göndererek çözemedik, o zaman bizim halk kültürümüzdeki bir sözün uygulamasını yapmaya niyetlendik. Hani Yunus Emre diyor ya “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım”. Tanış olabilmek için Milli Emlak Genel Müdürümüzü aldık bugün buraya geldik. Sabah bu toplantıya gelmeden altı saat önce bir masaya oturduk. Maliye Bakanı ve Milli Emlak Genel Müdürü Çeşme ve İzmir'deki muhataplarıyla sanıyorum birkaç saat çalıştılar, bir metinde uzlaştılar. İnşallah hem Çeşme’de hem bütün Türkiye’de daha kolaylaştırılmış bir ecrimisil uygulaması ile hem Türkiye maliyesine katkı sağlayacağız ve böylelikle turizmin yükselmesine hız ve ivme katacağız. Bunu turizm yılı açılışının bir müjdesi olarak, benim özel sevincim olarak sizinle paylaşmak istiyorum. Katkı yapan arkadaşlarıma da yürekten teşekkür ediyorum.

İkinci olarak da, İzmir ve Çeşme’nin bir planlama sorunu var. Ben Çeşme’de 5 bin yataklı turizm olmayacağını, İzmir’de 25 bin yataklı turizm olmayacağını biliyorum. Türkiye geçen yıl 26 milyon 300 bin ziyaretçi ağırladı. Bu bizim kayda geçtiklerimiz. Geçmeyen de var bir ölçüde belki. Yani 30 milyona kadar Türkiye bir yabancı potansiyelini ziyaretçi olarak ağırlama noktasına geldi. Geçen yıl dünyanın en iyi 20 küsur otelinin 17’si Antalya’da idi ve biz bununla övünüyorduk. Bu yıl galiba dünyada en iyi 100 otelin 39’u Türkiye’de; yani dünyada en iyi otellerinin % 40’ı şu anda Türkiye’de. Ama İzmir bu potansiyelin henüz gerisinde.

İzmir, Çeşme geneliyle bunu yakalamalı. Türkiye’nin bu ivmesini yakalamalı. Biz turizmi Kuşadası ile, turizmi İzmir ile, Ayvalık ile duymaya başladık çocukluğumuzda. Turizm Türkiye’de bir hayal olmaktan, gerçek olmaya dönüştü. Ama Ayvalık, Kuşadası, İzmir Türkiye’nin bu ivmesine ayak uyduramadı. Bunun için ne yapmamız gerekiyor. Bunun için denizlerimizi koruyacağımız, doğamızı koruyacağımız altyapı hizmetlerini yapacağız. Doğayı korumazsak, ağacı korumazsak, Allah’ın bize verdiği bitkiyi korumazsak biz ancak on yıl turizmden gelir elde ederiz. Benim hayalim bin yıllar boyunca bu toprakta yaşayanların bu bereketin nimetlerinden yararlanması. Bunun için doğamızı koruyacağız, toprağı koruyacağız, denizimizi koruyacağız, mavimizi koruyacağız, yeşilimizi koruyacağız. Mavi ve yeşil olmadan turizm olmaz. Bu altyapıyı yapacağız.

Turizm yatırımı yapacak arkadaşlarımıza, yerli ve yabancı yatırımcı arkadaşlarımıza da kolaylık sağlamaya çalışacağız. Bunun birincisi yatırım için uygun arazi planlamaktan geçiyor. Şimdi planlama çalışmalarına hız veriyoruz. Vali Beyin dikkatini biliyorum. Belediye Başkanı arkadaşlarımın gayretini biliyorum. Aynı gayretle, aynı niyetle, aynı kararlılıkla biz de davranıyoruz.

İzmir’de kuzeyden güneye, Özdere’den Dikili’ye, Bergama’ya oniki alanda çalışma yapıyoruz. Bunların altısının planlaması bildiğim kadarıyla onaylandı, birisinde yürütmeyi durdurma var. İkisinin, üçünün çevre planlamaları yapılıyor. Bunları büyük ölçüde hızla takip ediyoruz. Çeşme yöresinde yanlış hatırlamıyorsam dört tane daha yeni alan planlıyoruz. Alaçatı, Çakabey, Güvercinlik ve Yumru Koyu alanlarını da biz daha önce bir genel planlama içinde kapsama almıştık. Fakat biliyorsunuz ki, bazı arkadaşlarımız kendi nedenlerince haklı yargıya gidiyorlar ve bir küçük noktadan yargı yürütmeyi durdurma, ihtar kararı verince bütün bu işler duruyor. Bu yüzden daha küçük ölçekli planlamalar yapmak ve bu engellere takılmamak için yeni bir düzenleme yapıyoruz ve dört alanla ilgili olarak da Çeşme yöresinde yeniden kurum görüşleri almaya başladık. En kısa süre içinde bu planlama çalışmalarını yapacağız. Vali Bey de az önce söyledi. Ben de aynı kararlılıkla söylüyorum.

Bakanlığımızda Çeşme ile ilgili, İzmir ile ilgili, Türkiye ile ilgili hiçbir alt yapı meselesi, hiçbir planlama meselesi bir memur arkadaşımızın keyfinden ötürü bir tek gün beklemeyecek. Çünkü Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı var, Türkiye’nin üretime ihtiyacı var. Türkiye’nin istihdama ihtiyacı var. Gencecik genç bir nüfusuz biz. Dünyadaki en büyük zenginliğimiz. Evet topraklarımız, denizlerimiz, yer altı, yer üstü kaynaklarımız, tarihimiz, arkeolojimiz var ama gençlerimiz en büyük zenginliğimiz.

40 milyonu otuz yaşın altında olan bir ülkeyiz ve bizim her şeyden önce yeni iş alanlarına ihtiyacımız var ve turizm hepimiz iyi biliyoruz ki yeni iş alanları bulmak konusunda önemli alanlardan biri.  O yüzden turizmi hem bir ekonomik dönüşüm aracı sayıyoruz, hem ülkemizin dünyaya tanıtımının önemli vesilelerinden birisi hem de gençlerimizin geleceği sayıyoruz. O yüzden çok önemsiyoruz, o yüzden yeni alanları turizme açmaya çalışıyoruz.

Termal başta olmak üzere Türkiye’nin yeni potansiyellerini turizm sunumu içine katmaya çalışıyoruz ve Allah izin verirse, bütün kalbimle inanıyorum ki önümüzdeki beş yıl içinde Türkiye turizmi -dünyanın bugün yedincisiyiz- ilk beşin içine girecek. O yetmez. Dünyanın bilinmesi, görülmesi en değerli; gidilmemişse, görülmemişse insan yaşamında bütün dünya insanları için bir büyük eksiklik hissedecek bir kaliteye, bir saygınlığa, bir prestije kavuşturulacak. Buna bütün kalbimle inanıyorum ve bugün bu turizm yılının açılışında sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sevgili Çeşmeliler,

Sevgili İzmirliler,

İzmir sadece bugün değil tarih boyunca, insanlık yaşamı boyunca binlerce yıldan bu yana, milyonlarca yıldan bu yana büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kutsal topraktır. Bu toprakların bugünkü emanetçileri bizleriz. Şimdi bir hayalimiz var: Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi;  Türkiye’yi gerçekten çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine taşımak. Ancak bu, sadece O’nun resimlerini asmakla ve uzun saygı duruşları ile ve  uzun söylemlerle olmaz. Gençlerimizin geleceğe güvenle bakması için Türkiye’nin kalkınması, Türkiye’nin üretiminin artması, Türkiye’nin veriminin artması, Türkiye’nin özgürlüğünün ve adaletinin çoğalması gerekiyor.

Bir ülke sadece arkeolojik değerlerin, denizlerin, kıyıların, ya da güzel yüzlü sanatçıların resimlerini asmakla tanıtılmıyor. O ülkede demokrasi gelişiyorsa, o ülkede insan hakları gelişiyorsa, o ülke tarihi ile barışıyorsa, o ülkenin yönetimi halkın değerlerine saygılı ise, o ülkenin geçmişte küstürülmüş olan şairleri, yazarları kağıt üzerinde bile olsa o vatana kavuşturuluyorsa, o zaman Türkiye’nin değeri artmaya başlar ve biz bunu yapıyoruz.

Türkiye’de gerçekten hem ekonomiyi, hem demokrasiyi vazgeçilmez bir yaşam biçimi haline dönüştürüyoruz. Bir seçimi geride bıraktık. Seçimlerde her türlü tartışma olur. Seçimden sonra yapılan, yapılması gereken şudur; halkın süzgecinden geçen başımızın tacıdır. Halk kimi seçmiş ise biz ona sevgi gösteririz, saygı gösteririz ve kimin kimi seçtiğine bakmaksızın el ele tutuşuruz. Toprağımıza hizmet etmeye çalışırız. Bu anlayışla bakıyoruz. Bütün ülke genelinde de aynı anlayışla bakılmasını demokrasi adına bütün insanlarımızdan talep ediyoruz. Aynı anlayışla demokrasinin ülke düzeyinde ve halkın içselleştirdiği, benimsediği bir rejim olarak yaşaması, yaşatılması ve geleceğe taşınması sanıyorum ki Cumhuriyeti kuranların ve bize emanet edenlerin en büyük hayalidir. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İnşallah ülkemizi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine ulaştıracağız. Bu ileriye doğru uygarlık yürüyüşümüzde turizm, tarih, doğa imkanlarımız ve bu alandaki girişimlerimiz bizim en büyük itici güçlerimizdendir. Bunun kıymetini bileceğiz ve birlikte çalışacağız.

Turizm haftası hepimiz için Çeşme için, İzmir için, Türkiye için, komşularımız için, Yunanistan’dan İran’a kadar, Suriye’den Rusya’ya kadar bölgemiz için ve dünyamız için barışa vesile olsun, iyiliklere vesile olsun, güzelliklere vesile olsun. İnsanlığın barışa ihtiyacı var. Barış dileğiyle sevgilerimi, saygılarımı ileterek hepinizi selamlıyorum. Hoş çakalın, sağlıkla kalın